KULAĞIMDAKİ NAĞME
İşte kırk yaşına geldiğim şu zamanlarda,mantık ve akıl beni çeken her eğilimime uymamı hoş görüyor dahası beni zorluyor.Ömrümü,beynimi ve duyarlılığımı doyuran meraklı ve hoş konularla ya da gönlüme göre yarattığım mutlulukla dolu kendimle geçirmekteyim.Duygularıma uyarak ,teslim oldum.Gönül rahatına kavuştuğum zaman zevkini çıkardım.Gözümle,edamla,sesimle yüreğimdekini gösterdim.İnsanlar beni nasıl görmek isterse görsünler ben neysem oyum.
Ne gözümün ne de gönlümün hiç bıkmadığı evrendeki bu uyum ve güzellik beni sarhoş ediyor.Tembel tembel gezinmek,tatlı kokulara ,canlı renklere, zarif biçimlere kapılmak,ormanlardan dağlara,parlak çiçekler serin gölgelikler ,mavi gök...Doğanın tatlı yemişleri eminim bütün üzüntülü yüreklere şifa olacaktır.
Hayallerim,ruhumun narin kanatları,hakikatlerin aydınlık tebessümleri ,mutluluk iksirim.Renk de ahenk de gören gözde,aydınlık gönülde,tevekkül ve teslimiyette öyle.Gönlüme serinlik veren,kulağımdaki nağme,dinlediğim beste,aşk ...
Hayatı tek bir "şey"e indirgemeyen; her şeyden ve herkesten, bütün görevlerden önce insan olduğumuzu anlatan çok hoş bir yazı olmuş sayın hocam. Yüreğine sağlık...
YanıtlaSilcanımmmmm...sağol
YanıtlaSil